Dünyanın birçok yerinde bölgesel krizler, etnik çatışmalar, çeşitli radikal akımlar, uluslararası terörizm, KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer) silahlarının yaygınlaşması gibi faaliyetler, genel güvenlik ve barış ortamını tehdit etmektedir.
KBRN silahlarının ofansif amaçlarla kullanımı özellikle son 30 yılda süratle artma eğilimindedir. Burada ajanın kaynaklarının bulunması, bu ajanları üretebilmeleri, KBRN ajanını atma sistemlerinin geliştirilmesi, bunları atmaya yönelik plan ve prosedürlere sahip olmaları, o ülkenin kendisi için gerekli koruyucu önlemleri almaları ve ulusal çıkarların bu silahları kullanmaları yönünde olması gibi faktörler, o ülkenin KBRN silah ve kabiliyetini ortaya koymaktadır. Hâlihazırda KBRN silahları aynı zamanda terörizme destek veren ülkeler tarafından diğer ülkelere karşı bir güç gösterisi, konvansiyonel silahlardaki zaafiyetlerini dengeleme unsuru ve bir şantaj silahı olarak üretilmeye ve geliştirilmeye devam edilmektedir. Söz konusu ülkeler ve terör grupları tarafından bu silahların bölgesel bir savaşta sorumsuzca taarruz silahı olarak kullanılabileceği gerçeği, Türkiye’nin çevresinde bu tip ülkelerin var oluşu, Orta Doğu’yu dünyanın en yoğun KBRN silahlanma bölgesi haline getirmiştir.
Suriye ve Kuzey Irak’ta etkin rol oynayan terör örgütünün zaman zaman kimyasal silah kullandığına dair açık istihbarat bilgileri mevcuttur. Yapılan istihbarat ve yaralıların değerlendirmesinde, kullanılan kimyasal ajanların ağırlıklı olarak hardal (mustard) ve klor gazı olduğu, nadiren de sarin bulgularına rastlandığı rapor edilmektedir. Önümüzdeki dönemde özellikle Orta Doğu’dan kaynaklanan risk ve tehditlerin, başta Türkiye olmak üzere, bölge güvenliğini maalesef etkilemeye devam etmesi beklenmektedir.
Kimyasal Savaş / Terör Ajanları Hakkında Genel Bilgi:
Kimyasal Silahlar, fizyolojik ve biyolojik etkileri nedeniyle canlı kitleleri öldürmek, ağır yaralayarak saf dışı bırakmak ve fonksiyonlarını bozarak etkisiz hale getirmek amacıyla gerek askeri gerekse terörist faaliyetlerde kullanılan toksisitesi yüksek kimyasal maddelerdir. Bu silahların, bitkisel ve hayvansal besin stoklarını kontamine ederek kullanılamaz hale getirmek, korunmak amacıyla koruyucu giysi ve araç kullanmak zorunda bırakarak hareket kabiliyetini azaltmak ve askeri bir operasyonda birlikleri istenilmeyen yönlere sevk ettirmek gibi dolaylı etkileri de bulunmaktadır.
Kimyasal silahların en uygun sınıflandırması toksik özelliklerine ve etkilerine göre olanıdır:
Mustard (Hardal gazı): Mustard yağsı uçucu bir sıvı olup, suda çözünürlüğü fazla değildir (%0.07). Yağdaki çözünürlüğü fazla olduğundan, maruziyet sonrası 30 dakika içerisinde insanda cildi süratle geçebilmektedir. Soğuk iklimlerde uzun süre kalıcılık gösterir. Mustardın buharlaşması sıcaklık artışına paralel olarak artar. Mustard gazı havadan ağır olduğu için siper ve hendek gibi çukur yerlerde birikim gösterir. Saf mustardın donma noktası oldukça yüksektir (13 0C). Bu da mustardın uçaktan sprey şeklinde atılmasını ya da kış mevsiminde kullanılmasını güçleştirmektedir. Donma noktasını düşürmek için mustardı başka maddelerle karıştırmak gerekir.
Mustard buhar halinde iken, 22 0C ‘de 1.4 µg/cm2/min hızında absorbe olmaktadır. Cilde etki eden mustard gazının sıvı formunun bir çoğu buharlaşırken (%80), %20’si penetre olmakta, bunun da yarısı ciltte kalırken, yarısı sistemik emilime uğramaktadır. Saf mustard kokusuz olduğu halde, saf olmayan formu hardal, sarımsak benzeri keskin bir kokuya sahiptir.
Sulfur Mustard (2,2-Dichlorodiethyl sulfide), mutajenik, karsinojenik ve sitotoksik özelliklere sahip alkile edici bir ajandır, keza güçlü bir vezikanttır. Etki mekanizması kesin olarak anlaşılamamıştır ve oluşturacağı lezyonları önlemek için etkin bir tedavi yoktur.
Cildi sıvı mustarda maruz kalanların %50’sinin ölmesi (LD50) için gereken miktar yaklaşık 100 mg/kg.’dır (70 kg ağırlığında bir kişi için 7gr.). Bu da yaklaşık 1-1,5 çay kaşığı sıvı mustardın vücudun %25’ini kaplaması demektir. Değişik miktarlarda mustarda maruziyette organ/sistemler farklı etkilenirler. Mustard ile akut etkilenmede oluşan yaralanmalar akciğer, göz ve cilt lezyonlarıdır.
İnsanların mustard gazı buharına maruz kalması ile 24 saat içerisinde eritem oluşmaktadır. Orta şiddetli vakalarda ise bunun ortaya çıkması 3-4 günü bulurken, şiddetli vakalarda 4 saat içinde ortaya çıkar. Sistemik olarak absorbe edilen mustard baş ağrısı, kusma, bulantı, lökopeni ve anemi gibi genel etkilere neden olabilir.
Dekontaminasyonun temastan sonraki ilk birkaç dakika içinde yapılması gereklidir. Göz, mukoza ve yaralar için serum fizyolojik, cilt için ise sabunlu su veya %0.5 konsantrasyonda sodyum hipoklorit (çamaşır suyu) kullanılabilir.
Klor gazı: Klor; yoğun, keskin kokulu, sarı yeşilimsi renkte bir gaz olup, dansitesi ve çökmeye eğilimi nedeniyle özellikle kapalı alanlarda oldukça tehlikeli bir gazdır. Klor gazına maruz kalmada ani başlayan oküler ve nazal irritasyonla birlikte spazmodik öksürük ve süratle artan bir boğulma hissi görülmektedir. Minimalden başlayıp orta dereceye varan siyanoza dispne eşlik eder. Derin inspirasyon ile birlikte persistan bir öksürük de görülür. 4-12 saat içerisinde pulmoner ödem belirtileri ortaya çıkar. Larynks spazmına bağlı ani ölümler görülebilmektedir.
Spesifik profilaktik ve temas sonrası tedavi imkânı bulunmamaktadır. Tedavi ortaya çıkan belirti ve bulgulara göre semptomatik olup, geniş spektrumlu bir antibiyotik ile beraber, gelişen bronkospazmın önlenmesi için adrenerjik ajanlar ve teofilin kombinasyonu ile agresif bir bronkodilatör tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır.
Sarin: Sinir ajanları grubunda yer alan sarin, diğerleri gibi nöromusküler kavşakta asetilkolinesteraz molekülünü irreversibl olarak bağlar fakat ajan ve enzim arasındaki bağ, “aging” veya “dönüşümsüzlük” olarak adlandırılan reaksiyon oluşmadıkça oksimler ile kırılabilir. Dönüşümsüzlük (aging) basamağının oluşum hızı, Somana maruziyetten sonra dakikalar içinde gelişirken, Sarin ile 5 saat, Tabun ve Vx ile 40 saat kadar sonra meydana gelmektedir. Bu nedenle ön tedavi (korunma) ilacı olarak bilinen pridostigmin tabletin sarin tehdidinde kullanılması önerilmez.
Sarin gazı en uçucu sinir ajanı olup, buharları havadan 4-6 kez daha ağırdır. Sarin, deri temasında penetre olmaktan çok buharlaşma eğilimindedir. Bu nedenle, etki göstermesi için büyük miktarda uygulanması gerekir. Dakikada 15 litre hava soluyan 70 kg.lık bir insan için ortalama letal Sarin için 75-100 mg.min/m3 olarak saptanmıştır. Sarin maruziyetinde muskarinik etkiler; tükrük, ter, lakrimal ve bronşiyal bezlerin aşırı sekresyonu, bronkokonstriksiyon, bulantı, kusma, diyare, kramplar tarzında karın ağrıları, üriner ve fekal inkontinans ve bradikardi şeklinde ortaya çıkar. Nikotinik etkiler ise; fasikülasyonlar, kas seyirmeleri, zayıflık ve flask paralizi şeklindedir.
Sinir ajanları organik solventlerde olduğu gibi suda da çözünürler. Su ile temasta oluşan hidroliz ürünleri daha az toksiktirler ve alkali solüsyonlar etkili dekontaminantlardır. Sinir ajanlarına karşı tedavide kullanılabilecek antidotal tedavi yaklaşımı (atropin-oksim içeren otoenjektör) mevcuttur.
Sonuç ve öneriler:
KBRN (Kimyasal) Savunmasının beş unsurunun uygulanabilmesine yönelik gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir:
– Tespit Teşhis ve İzleme: Bu unsurun amacı; KBRN olaylarını tespit etmek ve karakteristiklerini ortaya çıkarmak için bu kimyasalların ve bunların tehlikelerini teşhis etmek, kimyasal harp maddelesi ile kirletilmiş olan bölgeleri belirlemek ve meydana gelecek değişimleri gözlemektir.
– İkaz ve Rapor Etme: Bu unsurun amacı; KBRN taarruzu ve tehlikeleri ile ilgili bilgilerin, tehlikeli bölgelerin tahmini de dahil olmak üzere hızla toplanması, değerlendirilmesi ve buralarda gerekli tedbirleri alması amacıyla önceden ikaz edilmesinin sağlanmasıdır. Elde edilen bilgilerin diğer unsurlara dağıtılması, tehlikelerin tahmin edilmesi ve diğer işlemler, uygun haberleşme sistemleri kullanılarak ve mümkünse otomasyon sistemleri vasıtalarıyla gerçekleştirilmelidir.
– Fiziksel Korunma: Bölgedeki asker ve sivil unsurların KBRN taarruzlarından ve Zehirli Endüztriyel Madde (ZEM) yayılımından korunması ve KBRN harp maddeleriyle kirletilmiş olan bölgelerde görevini yerine getirebilmesi uygun olarak gerçekleştirilen ve sağlanan kişisel ve toplu koruma sistemlerine bağlıdır. Kullanılan teçhizatları koruyacak önlemler de bu unsura dâhil edilmelidir.
– Tehlike Yönetimi: KBRN harp maddesi ve ZEM tehlikelerinin operasyon üzerindeki etkilerini en aza indirmek maksadıyla bu unsurun eksiksiz olarak yerine getirilmesi gereklidir. Tehlike yönetimi, tehlike öncesi önlemler ve tehlikenin kontrolü prensiplerine dayanır. Sakınma, yayılmanın kontrol altına alınması, KBRN harp maddelerine maruz kalmanın kontrol altına alınması ve temizleme (dekontaminasyon), tehlike öncesi önlemler ve tehlikenin kontrolü kapsamında ele alınmalıdır.
– Tıbbi Önlemler ve Sıhhi Destek: Bu unsurun amacı, hem personelin KBRN tehlikesine karşı hassasiyetini ortadan kaldırmak hem de KBRN harp maddeleriyle yaralanmış yaralıların tahliyesini uygun şekilde yapmaktır. KBRN ortamındaki konvansiyonel yaralıların tedavisi ve tahliyesi de buna dâhildir. Bu kapsamında, geliştirilecek tıbbi KBRN müdahalesinin ve hazırlığının ana unsurlarını ve basamakları aşağıda sunulduğu şekilde sıralanabilir:
a. Tıbbi istihbarat ve Tıbbi surveyans sistemlerinin geliştirilmesi,
b. Erken ve ileri tanı sistemlerinin geliştirilmesi,
c. Koruyucu ekipman ve sistemlerin temini ve geliştirilmesi,
d. İlkyardım ve tedaviye yönelik faaliyetler,
e. Tıbbi KBRN eğitimi,
f. Etkili sağlık organizasyonu ve planlama.
Sonuç olarak; tehdit altındaki bölgelerde bulunan birimlere dekontaminasyon yeteneği kazandırılması, burada görev yapan personele KBRN koruyucu kıyafet verilmesi, tüm şüpheli ve konvansiyonel patlamalarda kimyasal ajan taraması yapılması, kimyasal ajana maruz kalan yaralıların hızla sınır bölgesinde bulunan sağlık merkezlerine nakline yönelik tedbirlerin alınması, bölgede bulunan sağlık merkezlerinde görev yapan personele KBRN eğitimi verilmesi süratle sağlanmalıdır.
Prof. Dr. Levent KENAR
Afet Araştırmaları Derneği KBRN Özel Çalışma Grubu Başkanı
KBRN Savunma Politikaları Geliştirme Derneği Başkanı
Kaynak
https://www.afet.org.tr/suriye-ic-savasi-ve-turkiye-kimyasal-silah-tehdidi/