Bugün, 6 Şubat, Kahramanmaraş depremlerinin birinci yıl dönümünde, yüreklerimiz hala acı ve hüzünle dolu. Bu belki bir yıl öncesinin tazeliğini koruyor, ancak aynı zamanda bir yıldır yaşadığımız süreçte de büyüyen bir dayanışma ve dayanma gücünü de işaret ediyor.
Depremler sonucunda Türkiye ve Suriye'de kaybettiğimiz 62 bin 13 canımızı saygı, minnet ve derin bir üzüntüyle anıyoruz. Bu kayıplar, sadece birer istatistik değil, hayatın anlamını, sevdiklerimizin değerini ve acı dolu bir gerçeği temsil ediyor. Onları asla unutmayacağız, ruhları huzur içinde olsun.
Bu yıl boyunca, yaşanan acıların yarattığı zorluklarla karşılaştık, ancak bir araya gelme, dayanışma ve yardımlaşma ruhu, bizi ayakta tutan güç oldu. Bu zorlu süreçte birbirimize sarıldık, destek olduk ve birlikte güçlendik. Bu dayanışma ruhunu, gelecekteki zorlukları aşmak için bir kılavuz olarak almalıyız.
Bugün, sadece kayıpları anmakla kalmıyoruz, aynı zamanda geleceğe dair bir ders çıkarıyoruz. Doğal afetlerin yıkıcı gücünü göz önünde bulundurarak, daha iyi hazırlanmak, daha güvenli bir gelecek için bir zorunluluktur. Eğitim, bilinçlendirme ve afet önlemleri konusunda daha fazla çaba sarf etmeliyiz.
Bugün, yas tutarken bir yandan da umut etmek istiyoruz. Umudu, yeniden yapılanma sürecinde, kaybettiklerimize olan saygımızda ve gelecekte daha güçlü bir toplum olma yolunda bulabiliriz. Birlikte hareket etmeye, birbirimize destek olmaya ve geleceği daha güvenli bir şekilde inşa etmeye kararlıyız.
Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer Savunma Politikaları Geliştirme Derneği